Bellapais, yani günümüzdeki ismi ile Beylerbeyi Köyü, nar ve limon ağaçları arasında yer alan ufak bir Akdeniz köyüdür. Bu şirin köye önem kazandıran Bellapais manastırı; Fransızca kökenli bir isim olup, Barış Manastırı anlamını taşımaktadır. Ayrıca burada görev yapan kişilerin kıyafetlerinin de beyaz olması, bu harika yapıya White Abbey Beyaz Manastır da denilmesine neden olmuştur.
M.S 1158-1205 tarihleri arasında inşa edilmiş olan Bellapais manastırı, daha sonrasında Fransız Kralı olan III. Hugh döneminde (1267-1284) bugünkü görünümünü almıştır. Manastırın gelişmesi 1373 senesine kadar bir fiil devam etmiştir fakat yine 1373 yılında başlayan Ceneviz akınlarında, yağmalanarak oldukça tahrip edilmiştir. Daha sonrasında ise Venedik döneminin sonlarına doğru Manastırın idaresi bozularak, yasak olmasına rağmen papazların evlenmesi ve hatta birden fazla evlilik yapmaları da manastıra olan ilginin azalmasına neden olmuştur. 1570 yılında Kıbrıs yarımadasının Osmanlılar tarafından ele geçirilmiş olması sonucunda da manastır kapanmıştır.
Bellapais manastırının kemerli giriş kapısının korunması amacı ile bu noktaya bir kule, mazgallar ve inip kalkabilme özelliğine sahip bir köprü yapılmıştır. Bahsedilen bu köprüyü aştıktan sonra iç avlu kısmına giriş yapılmış olmaktadır. Avluda yer alan kilise, Bellapais manastırının en eski yapılarından biridir. Ayrıca kapının üzerinde de kazınarak yapılmış olan Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan'a ait armalar yer almaktadır. Avluda yer alan kiliseyi geçtikten sonra 18 adet kemer ile çevrili olan orta avlu gelmektedir. Burada lavabo görevi gören ve Roma dönemine ait olan lahit yer almaktadır. Lahitlerin arkasından yemekhaneye geçilmekte olup, papazlar burada yemek yerken verilmekte olan vaaz için kullanılmış olan kürsü, hiç bozulmamış tarihi özellikleri ile burada yer almaktadır. Yemekhanede aynı zamanda Gotik sanatının eşsiz örneklerini de görmek mümkündür.